Sadberk Hanım Müzesi, şehrin kalabalığından uzakta, Boğaz kıyısında güzel bir gün geçirmek isteyenlerin uğrayabileceği bir yer. Boğazın en güzel yalılarından birinde hizmet veren müze, ziyaretçilerine nostaljik anlar yaşatıyor.
İstanbul’da hafta sonları yapılacak en keyifli şeyler arasında boğaz kıyısında kahvaltı etmek var. Siz de Rumeli Hisarı‘nda kahvaltı ettikten sonra boğaz kıyısında yürüyerek doğanın keyfini çıkarabilir ve gününüzü biraz kültür ve sanat ile renklendirmek için bu müzeye uğrayabilirsiniz.
Sadberk Hanım Müzesi, boğazın en güzel semtlerinden Sarıyer’de konumlanıyor. Bu yazıda müzenin tarihi ve eserleri hakkında bilgi bulabilirsiniz. Ayrıca Sadberk Hanım Müzesi giriş ücreti ve ziyaret saatleri de not edilmiştir.
İçerik Listesi
Sadberk Hanım Müzesi’nin Tarihi

Sadberk Hanım Müzesi’nin tarihi 1980 yılına kadar uzanıyor. Müzeye ev sahipliği yapan Azaryan Yalısı, 19. yüzyıldan kalma oldukça zarif bir tarihi eser.
Azaryan Yalısı, 1950 yılında Koç ailesi tarafından satın alındıktan sonra bir süre yazlık ev olarak kullanıldı. Sonradan müzeye dönüştürülmesine karar verilen yalı, 1978 ile 1980 yılları arasında restore edildi.
Binanın müzeye çevrilmesinin sebebi ise Koç ailesinin en kıdemli üyesi olan Vehbi Koç’un, eşi Sadberk Koç’un anısını yaşatmak istemesiydi.
Müzede ilk olarak Sadberk Koç’un kişisel koleksiyonundaki geleneksel kıyafetler, işlemeler, tuğralı gümüş ve porselenler sergilenmeye başlandı.
Vehbi Koç Vakfı tarafından yönetilen müze, ilerleyen yıllarda koleksiyonunu büyüttü. Yaklaşık 3 bin eserle açılan müze, günümüzde 20 bini aşkın eserin sergilendiği bir yer haline geldi.
2000’li yıllarda turizmin gelişmesiyle İstanbul’da Rahmi Koç Müzesi, Sakıp Sabancı Müzesi, İstanbul Modern ve Pera Müzesi gibi birçok müze açıldı. Türkiye’nin önde gelen aileleri tarafından açılan bu müzeler içinde Sadberk Hanım Müzesi “ilk özel müze” olarak tarihe geçti.
Müzenin açıldığı ilk zamanlarda içindeki eserler “Türk İslam Eserleri Bölümü” adıyla sergileniyordu. Ancak 1983 yılından itibaren müzeye çok önemli arkeolojik kalıntılar da eklendi.
Türkiye’nin en önemli koleksiyonerlerinden olan Hüseyin Kocabaş’ın vefatından sonra, kendisinin topladığı arkeolojik eserler, Sadberk Hanım Müzesi’ne bağışlandı.
Müzede arkeolojik eserlere yer açmak için bir yalı daha satın alındı ve müzeye ek bina olması için restore edildi. Sevgi Gönül Binası olarak bilinen bu ek müze binası, günümüzde Hüseyin Kocabaş Koleksiyonu adı altında söz konusu arkeolojik eserleri sergilemektedir.
Sadberk Hanım Müzesi Eserleri
Sadberk Hanım Müzesi eserleri temelde ikiye ayrılıyor. Bunlardan birincisi Azaryan Yalısı’nda sergilenen Türk-İslam Eserleri iken, ikincisi ise Sevgi Gönül Binası’nda sergilenen Arkeolojik Eserler.
Müzenin Sadberk Koç’a ait olan ana koleksiyonu Türk tarihine dair birçok detay içeriyor. Bu sebeple aşağıdaki satırlarda bu bölümü 3 ayrı başlık altında inceliyor olacağız.
1. Türk İslam Eserleri Koleksiyonu

Türk İslam Eserleri Koleksiyonu aslında bir bakıma Sultanahmet’te konumlanan Türk ve İslam Eserleri Müzesi‘ni andırıyor. Bu sebeple bir müzeyi gezdikten sonra diğerini de ziyaret etmeniz, konuyla ilgili bilgilerinizi pekiştirecektir.
Azaryan Yalısı’nın birinci katında bulunan eserler, Erken İslam, Selçuklu, Eyyübi, Memlük, Timur ve Safevi devletlerinin dönemlerinden kalma objeler içeriyor ve kronolojik bir sırayla görülebiliyor. Müzenin bu bölümünde sedef kakmalı ve oymalı ahşap işleri, halı ve kilimler, geleneksel kıyafetler ve sikkeler görebilirsiniz.
Serginin devamında ise Osmanlı İmparatorluğu döneminden kalma tuğralı gümüş ve tombak eserleri görülebiliyor. Osmanlı dönemindeki adetleri içeren kahve ikramı, kına gecesi, lohusa, hamam ve sünnet töreni konuları vitrin mankenleri kullanılarak mizansenlerle ziyaretçilere tanıtılıyor.
2. İznik Seramik Koleksiyonu
İznik Seramik Koleksiyonu, 15. yüzyılın sonundan 17. yüzyılın ortalarına kadar İznik seramik sanatının gelişimini simgeliyor.
Devamında ise Kütahya ve Çanakkale seramiklerinin sergilendiği ayrı bir vitrin var. Bu bölümdeki seramikler ise 18. ve 20. yüzyıllar arasındaki seramik sanatını tanıtıyor.
Seramik koleksiyonuna ayrı bir başlık açmamın sebebi, Osmanlı’nın iki ayrı dönemini temsil ediyor olmasından kaynaklanıyor.
Osmanlı İmparatorluğu’nun yükselme döneminde İznik Çinileri “Klasik Dönem Mimarisi” ile inşa edilen tüm camileri, sarayları ve türbeleri süslüyordu.
İstanbul’un fethi ile başlayan ve Mimar Sinan’ın saray mimarı olduğu dönemde zirveye ulaşan “Klasik Dönem” mavi renkli İznik Çinileri ile meşhurdu.
Osmanlı’nın ilerleyen dönemlerinde ise İznik çini atölyeleri pırıltısını kaybetti ve yerini Kütahya Çinileri aldı. Çini her ne kadar Osmanlı mimarisinin önemli bir parçası olsa da, Batılılaşma etkisi ile dekorasyon unsuru olma özelliğini yitirdi.
3. Çin Porselenleri Koleksiyonu

Çin Porselenleri Koleksiyonu ilk bakışta Türk İslam Eserleri ile ilgili gözükmüyor. Ancak Çin’den gelen bu paha biçilemez eserlerin Türk tarihinde çok önemli bir yeri var.
Türkler, hem Selçuklu Devleti, hem de Osmanlı İmparatorluğu zamanlarında Çin’den gelen ve Avrupa’ya kadar uzanan İpek Yolu’nun önemli noktaları üzerinde otorite sahibiydi. Bu sebeple Türk tarihinin erken dönemlerinden itibaren Çin ile bir ticaret ilişkisi vardı.
Özellikle Osmanlı’nın erken dönemlerinde Çin porselenleri çok yoğun bir biçimde kullanıldı. Bu sayede Topkapı Sarayı’nın ikinci avlusundaki “Saray Mutfakları” bölümünde dünyanın en seçkin Çin porselenleri sergilerinden biri bulunur.
Türkler zamanla kendi çini atölyelerini kurdular ve bir önceki başlıkta bahsettiğimiz İznik Çinileri ortaya çıktı. Türk seramik sanatının gelişmesinde tarih boyunca kullandıkları kaliteli Çin porselenlerinin de büyük etkisi oldu.
Sadberk Hanım Müzesi’nin en güzel yönlerinden biri, ziyaretçilerine iki farklı çini geleneğini bir arada görme şansı sunması. Böylece kültürler arasındaki etkileşimi kendi gözlerinizle de görebilirsiniz.
4. Arkeoloji Bölümü
Arkeoloji Bölümü, milattan önce 6000 yılından Bizans İmparatorluğu dönemine kadar birçok uygarlığın kültürünü yansıtan objeler içeriyor.
Sevgi Gönül Binası’ndaki bu sergide; pişmiş toprak veya metal kaplar, dini semboller, cam eserler, sikkeler, süs eşyaları ve tabletler görebilmek mümkün.
Sadberk Hanım Müzesi Giriş Ücreti 2023
Sadberk Hanım Müzesi giriş ücreti 2023 yılında 50 Türk Lirası‘dır. Öğrenciler için indirimli müze giriş ücreti olarak 10 TL tahsil edilir. Müzekart sahipleri için indirimli bilet fiyatı ise 30 TL’dir. Bilet fiyatlarına ilişkin bilgiler en son 1 Haziran 2023 tarihinde güncellenmiştir.
Sadberk Hanım Müzesi Ziyaret Saatleri 2023
Sadberk Hanım Müzesi ziyaret saatleri sabah 10:00 ile akşam 17:00 saatleri arasındadır. Müze, Çarşamba günleri kapalıdır. Müzenin açılış ve kapanış saatlerine ilişkin bilgiler en son 1 Haziran 2023 tarihinde güncellenmiştir.
İstanbul’daki müzelerin giriş saatlerinde etkinliklere ve tadilatlara bağlı olarak değişiklik olabilir. Müzeye gitmeden önce Sadberk Hanım Müzesi’nin resmi internet sitesini ziyaret edip, son durumu gözden geçirmenizi öneririm.
Müzeye Nasıl Gidilir?

Sadberk Hanım Müzesi, Boğaz kıyısında, Sarıyer semtinde konumlanmaktadır. Büyükdere Mahallesi’ndeki Piyasa Caddesi’nde bulunan müze, oldukça merkezi bir yerdedir.
Müzeye Sultanahmet’ten gitmek için öncelikle tramvay ile Kabataş’a gelebilir ve oradan Sarıyer yönüne giden otobüslere binebilirsiniz. Müzeye Taksim Meydanı’ndan gitmek için yine Sarıyer yönüne giden otobüslere binebilirsiniz.
Müzeye en yakın otobüs durakları Büyükdere Mah. ve Beyaz Park otobüs duraklarıdır. Her iki durak da Boğaz kıyısında konumlanır ve müzeye 5 dakikalık yürüme mesafesindedir.
Sadberk Hanım Müzesi Hakkında Bilgi by Serhat Engül
Leave a Reply